Yeni Ekonomi Bakanı yol haritasını 11 maddeyle açıkladı
Yeni Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, ülke ekonomisinin yalnızca döviz kuruyla değil büyük bir pencereden bakılarak değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.
Dün gece Resmi Gazete’de yayımlanan kararla Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan görevden affını istedi, boşalan koltuğaysa yardımcısı Nureddin Nebati getirildi.
Nebati’den ekonomik değerlendirmeler
Yeni Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati, dolar kurunda meydana gelen hareketlenme sonrası yapılan yorumlara dair açıklamalar yaptı ve, “Ülke ekonomisini yalnızca döviz kuruyla değil, daha geniş bir bakış açısıyla değerlendirmemiz gerekiyor.” şeklinde konuştu.
Sosyal medya hesabından 11 maddeyle açıkladı
Bakan Nebati, sosyal medya üzerinden yapmış olduğu grafiklerle 11 maddelik açıklamasında şunları söyledi:
“Yalnızca döviz kuru ve faiz ikilisini esas alan bir makroekonomik yaklaşımdan ziyade düşük faiz yüksek üretim hacmine dayalı temel politika ekseninde yüksek ihracat, yüksek istihdam, düşük cari açık ve düşük dış borç amaçlanmaktadır.
“Enflasyonun üzerindeki kur baskısını azaltacağız”
İhracat artışı ve düşük faiz avantajıyla elde edilen geliri ithalatımızın en büyük kalemleri ham madde, enerji ve ara malı yatırımlarına yönlendireceğiz. Böylece enflasyonun üzerindeki kur baskını azaltacağı ve istihdamın da artmasına olanak sağlayacağız.
Yakın ekonomik sürece bakıldığı zaman 2019 senesinde Çin’de başlamış olan koronavirüs salgınına karşın IMF’ye göre, 2020 senesinde G20’de büyüyebilen iki ekonomiden bir tanesiyiz. Ancak herkesin de bildiği gibi ekonomideki en büyük problem cari açıktır. Bu da bizi dış borca bağımlı hale getirmiştir.
Tedarik zincirinde meydana gelen aksaklıklar
Küresel salgın neticesinde tedarik zincirlerinin de aksadığı bir dönemden geçiyoruz. Bu durum küresel çaptaki emtia, navlun ve enerji fiyatlarının fahiş oranlarda işlem görmesine sebebiyet vermiştir. Enflasyonun dünyadaki seyrine baktığımızda dönemsel ve küresel bir sorun görüyoruz.
Politika faizi
Mevcut olan piyasa imkanlarında politika faizinin enflasyonun altında seyretmesinde bir problem yoktur. Talep enflasyonunu azaltmak maksadıyla faizlerin arttırılması gerekliyken, küresel salgının sebep olduğu arz enflasyonunu azaltmak amacıyla faizlerin düşürülmesi gerekmektedir.
“Türk Lirası’na yapılan manipülatif ataklar ekonomik olarak bize ciddi zararlar vermez”
Düşük faiz politikamız sonucunda Türk Lirası’na yapılmış olan manipülatif ataklar ekonomimize ciddi düzeyde zarar vermemektedir. Örneğin; bankacılık sektörünün sermaye yeterlilik oranı hedef ve yasal oranın üstünde seyretmektedir. Bununla beraber bankacılık kredileri konusunda da geri dönüşlerde herhangi bir sıkıntı bulunmamaktadır.
“Karşılıksız çek oranları tarihte en alt seviyededir”
Son kur atağında reel sektörde türbülanslar meydana gelse de tüm gücünü ekonomimiz korumaktadır. Nitekim yeni kurulmuş olan şirket sayısı geçtiğimiz seneye göre artarken, konkordato ilan eden veya kapanan şirket sayısı da azalmaktadır. Karşılıksız çıkan çek oranları da tarihi dip seviyesinde görülmektedir.
“Düşük faiz politikamızı uygulamak konusunda kararlıyız”
2013 senesinden beri düşük faiz politikamızı her uygulama hususuna yeltendiğimizde güçlü itirazlar gördük. Şimdi ise bunu yapmaya kararlıyız. Milletimizin bağımsızlığı için vermiş olduğumuz mücadelede olduğu gibi şimdi de elbirliğiyle ekonomimizin bu bağımsızlık mücadelesinden de Allah’ın izni ile zaferle çıkacağız.
Cari açık
Bu politikamıza dair manipülatif kur ataklarının olduğu bir zamandan geçiyoruz. Bunlarla beraber bize dikte edilen, tüm kesimlerin ‘yüksek faiz, düşük enflasyon’ politikasının yanlışlığını yapısal cari açık veren ülkemizin özelinde yeniden değerlendirmelerini tavsiye ediyorum.
Sonuç olarak pandeminin peşindeki dönemde de ülkemizin genç nüfusu, modern lojistik altyapısı, kalifiye işgücü, düşük faiz ortamı, gelişen teknolojisi gibi birçok cazip yatırım imkanlarıyla istikrarlı bir şekilde kalkınmasına yarar sağlayacak bir pozitif ayrışmayı sürdürecektir.”